Mafiş Müşkila






Gardenia Plaza Hotel'de buluşup kaynaştık...
Minibüsçülerle pazarlık edip Naama Bay'a gittik...
Rehberlerimiz bizi bırakıp kaçtı hiç neşemizi bozmadık...
Sharm el Sheikh'te mercanlara daldık...
Sina Çölünde safari yaptık...
Develere binip bedevi çadırlarında çay içtik...
Kutup ayılarıyla atv motorlarına bindik...
Otobüste saatlerce yolculuk yaptık...
Acılarımızı, neşelerimizi, sırlarımızı paylaştık...
Piramitlerde apaçi dansı yaptık...
Hala daha rehberimizi dövmeden yola devam ettik...
Kahire müzesini gezdik...
Nil Nehri'nde Felluka'ya bindik...
Çılgınlar gibi eğlendik...
İskenderiye'de takıldık...
Askeri havalimanının bizim için kurulan çadırında! çilingir sofrası kurup kafayı bulduk...


Ve yine bize abilik yapan İhsan Kalbur'a,
Güler yüzüyle bizi güldüren annelik yapan Nilüfer Abla'ya,
Kızları Zehra ve Sıla'ya,
Özel rehberimiz Bendeniz'e :) Ömer Faruk Eren
Özel rehberimizin kahrını çeken biricik eşim Banu Eren'e,
Hiç susmayan ve bizi kutup ayılarından koruyan İsa'ya,
İsa'ya katlanan Hakan'a,
Nerde ne yapacağı belli olmayan Evren'e,
Evren gibi bi eşe sahip olduğu için çok şanslı olan Onur'a,
Turkcell'den destekleriyle Özge'ye,
Çıkardıkları seslerle bize neşe katan Taşanyürek Çifti'ne,
Zerafetiyle bizi büyüleyen Talin Abla'ya,
Yüzü hep gülen ve Talin Abla'nın elini hiç bırakmayan Celal Abi'ye,
Pazarlık ustası Mansur Abi ve eşi Zümrüt Koç'a,
Annesi ile kalbimizde anne sevgisini arttıran Burcu ve annesi Fahriye Bilkay'a,
Bekarlıklarıyla bütün gözleri üzerimize çeken; Dilek Çağşırlı, Nurşen Ünal, Dicle Keçeli, Nil Keçeli, Çiğdem Ar, Pınar Sancak'a,
Old Market'e bizi götüren Barbi'ye,
Otelimize gelip yüreğimize su serpen Hobit Cem'e,
Kahire rehberimiz üstün bilgili Tarih uzmanı Bora'ya,
Ras muhammed turunda bizimle olan Amigo'ya,
İskenderiye'de bizim için çadır kuran havaalanı yetkililerine,
Bütün sokak ve caddeleri temiz tutan Mısır'lı yetkililere,
Bahşişleri ucuz tutan Mısır halkına,
Bize hertürlü turu ayarlamak için uğraşan Pegas Tur rehberi Serdar Bey'e
İncelikleri ve hizmetleriyle bize mükemmel bir tatil yaşatan Gardenia Plaza çalışanlarına,



VE SON OLARAK BİZİ BİRARAYA GETİREN PRONTO TUR'A
SONSUZ TEŞEKKÜRLERİMİZİ İLETİYORUZ....



Ömer Faruk EREN

MISIR 11/2010

Venedik

VENEDİK - Gondollar Ülkesi


Venedik
Sokakları su, meydanları turist, suların üzeri gondollar dolu… Venedik’e girerken treni değil de deniz yolunu tercih etmelisiniz. Etmelisiniz ki, masal kusursuz başlasın. Yani mutlu dalmalısınız uykuya, güzel bir rüya görebilmek için. Venedik’e yaklaşırken tekneniz, Duke’lerin fısıltısını duyup, asırlar önce bu sularda ki ticaret gemilerini hissedebilirsiniz. Yol boyu şehri savunmak için kullanılan bir yöntemin izlerini görürsünüz. Şehrin etrafını çevreleyen suların birçok noktasında lagünler var, bu lagünler suların altında kalmış ve sığ sular oluşturmuşlar etrafta. Venedikliler kendileri ve ticaret gemileri bu lagünlere denk gelip karaya oturmasın diye gemiler, tekneler, işaretlemişler direklerle yol boyu. Şehre herhangi bir saldırı söz konusu olduğunda kaldırıvermişler işaretleri, yollar belirsizleşmiş. Saldırı için gelen donanmalar takılmışlar bu lagünlere. İşte bu nedenle hep iyi geçinmiş herkes Venediklilerle…

Gondol Sefası

Venedik yaklaşık 118 adacık üzerine kurulu, 170 kanal ve kanalları birbirine bağlayan 400 köprü ile, zamanında veba salgınından korunmak için çıkarılan, şimdi ise simgesi ve hediye eşyası haline gelen maskesiyle, cadı şeytan diyerek sahipleriyle birlikte yakılan kedilerin torunlarıyla, ortaçağdan kalma ticaret şanıyla meşhur masalsı su kentidir.


San Marco Meydanı
San Marco Meydanı karşılar sizi, Osmanlı’nın hediye ettiği sütunlara selam verirsiniz meydana yaklaşırken. Avrupa’nın salonu derler bu meydana. Napolyon “Avrupa’nın en güzel şenlik alanı.” bile demiş bu meydan için. Meydanda Dükler Sarayı, Porte della Centa, Saat Kulesi, Procuraite Vecchie, Procuraite Nove, Camponile var. Tekne ile gidince Venedik’e meydana yaklaşırken Son Nefes Köprüsü’nü görürsünüz. İç Çekiş veya İşkence Köprüsü olarak da bilinir. Düklük Sarayı ile Yeni Hapishane arasında kapalı olarak inşa edilmiştir. İsmini de muhtemelen buradan almıştır, cezaevine giden mahkûmların Venedik’e son defa baktıkları yer olduğu için… Rialto Köprüsüdür en renkli ve en meşhur köprü. Rialto köprüsünün üzeri ve etrafı birbirinden güzel hediyelik eşyacılar ve maskeler, ayakkabı ve çantalar, şekerleme ve çörekler bulabileceğiniz Grand Kanal’ı doya doya seyredebileceğiniz bir yerdir. Grand Kanalın üzerine inşa edilmiş en eski köprüdür, iki yakayı birbirine bağlayan. Venedik’in en büyük kanalıdır, adından da anlaşıldığı gibi. Ana caddesidir aslında şehrin, Venedik’in Champs Elysee’si… 200’den fazla saray vardır kanalın kenarında, İstanbul’un Boğaz’ı gibi ayırır şehri ikiye. Venedik’in etrafında bulunan adalarda meşhurdur. En çok duyulanı Murano camlarının memleketi Murano Adası’dır. İtalya’nın her şehrinde rastlayabilirsiniz, cam kolyeler, biblolarına.

Rialto Köprüsü'nden Grand Kanal

Venedik aynı zamanda huzuru temsil ediyor. Sessizlik sakinlik. Beton yapılaşmadan ağır basıyor mavi suların rengi. Tabi hemen aklınıza Bora Bora sahillerinin maviliği gelmesin aklınıza. Ama su işte, huzuru her rengiyle sağlayabiliyor. Benim hayalimde ki Venedik, işte o Maldivler de ki, Bora Bora’da ki denizin muhteşem sularıyla bezeli. Kapatıp gözlerinizi, o mükemmel maviliği Venedik kanallarına yerleştirin ve manzarayı hayal edin.


Kral Gondolcu :)
Büyük bir paradoks yaşanır Venedik’te aslında. Çünkü en çok intihar vakalarının olduğu şehirlerden biridir, aynı zamanda hem huzur hem hüzün bir aradadır bu şehirde. Hiç tekin gelmez insana kanallarda gezerken görünen evler. Sanki terk edilmiş bir şehir gibi hüzünlüdür kanal sokaklar. Bence bunun nedeni asırlar önce şehri kasıp kavuran veba salgınıdır. Ayrıca çığlıklarıdır, cadı diye yakılan günahsız kadınların ve kedilerinin, şehre acı dolu bir hava katan. Sahipleriyle birlikte yakılan kedilerin laneti diyorum ben. Acı ve hüzün bu iki nedenden dolayı yerleşmiş şehrin simasına. Uzun yıllardır aşıklara mesken olmuş, filmlere konu ve set olmuş, bütün duyguları aynı anda yaşayabileceğiniz, herkesin “yakında tarihe gömülecek, zor ayakta duruyor, sular altında kalacak!” dediği, ayak basınca nereye gideceğinizi şaşırmanıza neden olan, gondolları görünce kendinizi şanslı hissetmenizi sağlayan masal şehir Venedik, mutlaka görülmesi gereken şehirlerden biridir. Avrupa’nın herhangi bir şehrinde olduğu gibi burada da elinizde harita olmalıdır mutlaka, ama bence haritayı çantanıza kaldırmalı ve sokaklarda kaybolmalısınız. Her bir sokağın gizemli yönleri var, keşfetmek çok eğlenceli. Uzunca yürüdüğünüz bir sokağın sonunda su dolu sokaklarından birine ulaşıp, ayaklarınızı suya uzatıp, önünüzden geçen içinde turist dolu gondollara el sallayabilirsiniz.


Ömer Faruk EREN
Venedik

Mısır Gezi Rehberi



Piramitler
Suyun üzerinde teninizi okşayan hafif meltem, gördüklerinizin heyecanı ile çarpan kalbiniz ve dalga seslerinde ki sessizlik bütün sıkıntılarınızdan uzaklaşıp dünyanın bu bambaşka köşesinde yaşadığınız bu deneyimi herkesle paylaşmak için sabırsızlanmanıza neden olacak. Kumlardan gözleriniz yansa da ve motor seslerinden kendi sesinizi duyamayacak hale gelseniz de, Sina çölünün ortasında kum tepelerinin arasında derinlere gidip, kaybolma isteğiyle dolarken yüreğiniz –nasıl olsa altımda atv var diyerek- bu macera bitmesin diye dua edeceksiniz.
Uçaktan inice sizi karşılayan hava genzinizi yakıyor. Bize olan buydu fakat turun ilk gününde yaşadığımız olaylar daha yakıcıydı. Aslında Mısır’da başımızdan geçenler daha doğrusu gezinin ilk günü yaşadığımız şok ve sonrasında ki macera, kurulan dostlukla ve verilen mücadele harika bir anı olarak hafızalara kazındı. Tur şirketi rehberlerinin iş bırakma eylemi ile başlayan maceramız, içimizde ki maceracı ve lider özelliklerini dışarı çıkartmıştı benim ve sevgili İhsan abimin… 4 günlük kısa bir tatilde var gücümüz ile bütün turu çekip çevirdik ve unutulmaz güzellikte şeyler yaşadık. Rehberler ile devam etseydik kesinlikle bu dostluklar kurulamayacak ve heyecan bu kadar dorukta olmayacaktı, herkesin ortak fikriydi bu.
Sharm El Sheik ise ilk durağınız, ilk durağınız olmasa bile kesinlikle en uzun süreyi buraya ayırmalısınız, tadına doyamayacağınız mas mavi derinliklerde bir dünya sizi bekliyor.

Old Town
Sharm’ın iki kasabası var. Old Town ve Na’ama Bay. Old Town’a sadece akşamları gidin. Alışveriş yapıp güzel hediyelik eşyalar bulabileceğiniz güzel bir yer. Ama Na’ama Bay’a sürekli yolunuz düşecek. Na’ama Bay’a gitmek için ya otelinizin shuttle hizmetini, ya otelin önünden mutlaka geçecek olan minibüsleri ya da taksi kullanabilirsiniz. Biz kimi zaman shuttle ile, kimi zaman kalabalık grup halinde sıkı bir pazarlıkla minibüsleri tercih ettik. Unutmayın geçim kaynakları sadece turizm. Bahşiş isteyen o kadar çok kişi göreceksiniz ki… Kaldığımız otelin personeline tuvaleti sorduğumda bahşiş istemişti, gerisini siz düşünün. Adres sormadan önce bir daha düşünün. Çok eğleneceksiniz.
İlk yapmanız gereken hemen bir şnorkel satın alıp –sakın demeyin “ben kullanmadım, bilmiyorum, yapamam” diye- doğruca Na’ama Bay halk plajına. Halk plajı dediğime bakmayın birçok plaj var hepsi paralı ve otellere ait onun yerine çarşıya en yakın olanı tercih edin. Orada yaşayacağınız küçük bir deneyim ve şnorkel alıştırma turları çok işinize yarayacak. Ayrıca burada görecekleriniz aklınızı başınızdan almaya yetecek ve daha sonra Ras Mohammed milli parkına tekne ile yapacağınız dalış turunu heyecanla bekliyor olacaksınız.
Na’ama Bay plajında şnorkelinizi takıp denize girince insanların çoğunlukla olduğu yere doğru gidin ve bakın. Elinizi uzatıp dokunabileceğiniz mesafede küçücük minyatür resifler göreceksiniz. Ve nefesinizi tutup etrafınıza bakın…
Ben suya ilk girdiğimde o müthiş güzelliğe ve renklere sahip balığı görmem 1–2 dk sürmemişti. Heyecandan ağzım açık almış ve 1 litre su yutmuştum J. Cam dipli tekne turuna katılmanıza gerek yok, direk duya dalın. Bir dokunuş uzak uzaklığınızda ki dünya sizi büyüleyecek. Hala daha Ras Mohammed turunda gördüklerimi hayal edince suyun serinliğini yüzümde hissedebiliyorum.
Nargile Keyfi
Ras Mohammed, öğle yemekli tam gün sürecek bir yolculuğa çıkacaksınız. Biz tur mağduru iyi ki olmuşuz demiştik, çünkü anlaştığımız Rus firması hem 40$ gibi uygun bir fiyata götürdü bizi hem öğlen yemeğimizde kuru fasulye ve pilav bile vardı. İlk durağımız güzel bir koydu ve dalgıç rehberler eşliğinde suya atlıyorsunuz. Önde rehber dalgıcınız grup halinde size hayatınız boyunca hatırlayacağınız güzellikleri işaret ediyor. Küçük bir tavsiye, bu turda su altında gördüklerinizi ölümsüzleştirebilmeniz için Na’ama Bay’da 15–20€ vererek kullan-at su altı fotoğraf makinesi satın alabilirsiniz.
Papirüs Yapımı
Na’ama Bay’da Hard Rock cafe ve mc donald’s bulabilirsiniz. Nargile içmeden dönmeyin ve yine burada pazarlık etmek şartıyla meşhur Papirüs kâğıtlarından satın alabilirsiniz. Ama eğer tur şirketi ile gidiyorsanız ve Kahire’ye uğrayacaksınız, tur sizi Kahire’de papirüs kâğıtlarının nasıl yapıldığını görebileceğiniz ve indirimli alışveriş yapabileceğiniz bir mağazaya götürecektir. Na’ama Bay’da ayrıca Casinolar da var. Zaman geçirmek için bütün bir gecenizi ayırabilirsiniz.

Macera Başlasın
Deniz ve kum her ne kadar birbiriyle anılsa da burada durum biraz farklı. Deniz ve çöl aslında Sharm’ın mucizesi. Atv turuna katılın ama ucuza kaçmayın 30$ ve üzeri turları tercih edin. Ya da atvlerin resimlerine bakın, marka ve modellerini sorun, eski model olmasınlar. En önemlisi eğer imkânınız varsa gece turuna katılın. Gündüz çok kalabalık oluyor ve etrafta atvleri kullanan çocuklarda oluyor. Keyif almak için gece turu birebir. Yüzünüzü ve saçlarınızı kumdan korumak için sarıp sarmalanın ve maceraya hazır olun. Yankı dağına karşı olabildiğince yüksek sesle bağırmak, kum tepelerinin ve dağların arasında dolaşırken yamaçlara kurulmuş bedevi çadırlarının ışıklarını seyre dalmak, bir molada bedevi çadırında dostlarınızla vakit geçirmek sizi fazlasıyla memnun edecektir.
Keops :)
Yolumuz Kahire’ye düştü daha sonra. Piramitleri, izlediğim filmlerden dolayı çok merak ediyordum. Otobüsün camından uzaklara bakıp görünce Keops piramidini kalp atışların hızlandı. Şehir ile iç içe kalmış olması ve gezi için belli bir düzenin olmayışı biraz hayal kırıklığına neden olsa da o devasa yapıtları görünce her şey yerini şaşkınlığa bırakıyor. Piramitlerin muhteşemliği ile ilgili benim aklımı başımdan alan en önemli bilgi 2.300.000 sütundan oluşuyor olması ve her bir sütunun 2,5 ton ağırlında olmasıydı. Tahmini olarak 20-25 yıl gibi bir sürede tamamlandığı bilinen piramitlerin gizemi burada saklı. Hesaplara göre 20 yılda inşa edilebilmesi için 2,5 dakika da bir sütunun yerleştirilmiş olması gerekmekte imiş.! Ki sanırım öyle de olmuş… sütunların nasıl taşınıp hangi tekniklerle yerleştirildiği biliniyor, yerleştirilme süresi ise gizemi J bırakın orda hesap kitap yapmayı, doya doya seyreyleyin dünya harikalarını.
Satıcılara ve sizi deveyle gezdirmek isteyenlere hiç yüz vermeyin. Hediyelik eşya almak için de acele etmeyin çünkü İstanbul’un kapalı çarşısına benzeyen güzel bir yere gideceksiniz. Sıkı pazarlık sonucu ulaşacağınız rakamlar sizi kendinizi kral hissettirecek. 400 mısır paundu etiketli bir ürünü 50-60 paunda alabilirsiniz unutmayın… geçici kınadan 3-5 dakika da kolunuza bacağınıza dövme yaptırabilirsiniz. Daha sonra Kahire müzesine gidin ve buraya en az 3 saatinizi ayırın.
Felluka Turu
Gelelim Nil Nehri turuna. Yemekli turlara katılmanızın hiçbir cezp edici tarafı yok. Onun yerine pazarlık yaparak en fazla 20-30$ vererek, içecek ikramlı ve bol müzikli tur yapabilirsiniz. Ve bu turu gece yapmalısınız. Nil nehrine taksilerle pazarlık ederek çok uyguna ulaşabilirsiniz. Bunun için otel görevlilerinden yardım isteyin.
Geldik son durağımıza, Osmanlı izleriyle bezeli İskenderiye… zamanının dünyanın 7 harikasından biri olan deniz feneri ve yine zamanının en büyük kütüphanesi ile bütün dünyanın tanıdığı Akdeniz incisi. Yavuz Sultan Selim’in gözüyle bakarak dolaşmalı fenerin yerinde olan şimdiki kaleyi ve İzmir’i andıran sahilini. Biraz mola verip sahile karşı bir kahve içmeli 1962 yılında denizin içinden, pembe granit bloklarından oluşan fenerin kalıntılarını bulan bilim adamlarının heyecanını hayal ederek.

Ömer Faruk EREN


11/2010

Papirüs Üzerine İşlenmiş Dua